21 Eylül 2017 Perşembe

Anlatmak Ne Zor Bu Hali..




Bazen anlatmak zor geldi sustum bazen de çok cesurdum ama sen yoktun. Anlatmak istedikleri haykırmak istedikleri oluyor insanın yüzüne karşı büyük bir cesaretle her şeyi anlatmak istiyor insan birisine. Cesaret edebiliyor mu? bence hayır! korkularımız samimiyetimizin önüne geçiyor artık. Şöyle bir düşünüyorum da kimlerin yüzüne neler söylemek isterdim bunlar korktuğumdan sakladığımdan değil kaybetmeye cesaret edemediğimden Galiba. Ama varlıklarının bana hiçbir anlam katmadığı o saçma sapan duygu yüzünden işte. Biraz karışık başladım konuya galiba şöyle açıklayayım:

Bazen bazı tenlerle karşılaşırsınız belkide sevişirsiniz hani o kokunun size samimi geldiği anda yataktan kalkar ve gitmek zorunda olduğunu söyler ya size bir dahada aramaz ya. Fahişe bir duygudur o! Yada daha edepli ve daha basit bir tabirle radyoda sevdiğin şarkının sesini açtığınızda şarkı biter ya yarım kalır heyecanınız Şarkıya bağıra bağıra eşlik etme isteğiniz yok olur başka bir kanala geçersiniz ya öyle bu aralar hayat. Kırgınlıklarımızı üzüntülerimizi hayal kırıklıklarınızı intikam adı altında başka bedenlerden Başka Kalplerden çıkarmaya çalışmak ne kadar zor suçlu biz miyiz bizim bu duruma düşmemize sebebiyet veren o fahişe bedenlermi? Hiç düşündünüz mü! Ben bugün düşündüm Ve şöyle bir sonuç çıkardım diyorum ki gidenlere harcadık kalanları yada gelmek isteyenleri!  giden gitmiştir ya hani o an bitmiştir ya kandırmışızdır ya kendimizi. Bu kadar basit olmalı aslında gitmeli ve orada bitmeli bize gelenlerde bir gün gitmek için gelmiyor mu zaten bu biraz arabesk oldu kabul ediyorum! Duygularımı düşüncelerimi hiçbir zaman kilit altına almadan yazdım yanlış anlaşılır miyim diye korkum olmadı hiç. Bu ne demiş ya ne yazmış böyle derken diliniz yüreğinizin İşte söylemek istediklerimi söyleyen birisi var dediğini duyar gibiyim biraz kendimizi kandırmasak artık karşımıza çıkanlardan zevk almaya başlasak. Aşk bulmacada üç harfli kelime olarak kalsa mesela nasıl sorulurdu mesela düşünsene.  Şöyle olabilir: hayatım zindan eden bişi üç harfli. Üç harfli dedim bir şey musallat olmasın da başınıza:) Bu yazıyı okuduktan sonra oturup düşünmenizi istiyorum bir ben miyim böyle düşünen? Deliriyor muyum? ki zaten deliyim! bunun ötesi olabilir mi? Suçlu kim,kimler? bu kadar güvensiz olmamızı gerektiren o doğaüstü olay ne? Çözümü var mı? Ben bu sırada bir cevap bulursam mutlaka yazacağım! 

20 Mart 2017 Pazartesi

istanbul kırmızısı

İstanbul kırmızısı ..
Filmi geçen hafta içinde izleme fırsatı yakaladım biraz sindirmek istedim yazımı yazmak için. Gitmeden önce bir Ferzan Özpetek yapımları hayranı olarak bütün eleştirileri okudum. Şimdi bu eleştirilere ne kadar hak vermediği yazmak isterim naçizane ;
Eleştirilerin çoğu olumsuz yönde ve film izlemiş bir adam olarak kızgınımda biraz. Herkes okumak zorunda değil belki ama en azından kitapla olan bağlantısını anlamak için araştırabilirdiniz 
İstanbul kırmızısı kitabının oluşum sürecini anlatan bu film gerek kadrosu gerek hikayesi ile bence tam isabet olmuş. Tamam belki türk oyuncu kadrosu hoşunuza gitmemiş olabilir ama kitapta anlattığı karakterleri birebir tanıyan adam (ferzan) yanlış bir seçim yapmış olamaz. Takdir edersiniz ki adam yaşamış ve yazmış. Kimlerle ne yaşadığını ve buna hangi oyuncunun oturacağını gayet iyi seçebilir. Gençliği ve şu anki durumu ile bir bağlantı var filmde bence aslında kitabı yazarken ikiye bölünen ferzan anlatılmış aslında. Zaten daha önce bir ferzan özpetek filmi izlemeyen birinin anlayabileceği bir hikaye de olmamış haklısınız. Ama adamın anlatmak istedikleri bana gayet geçti ve suya atlayanın, cenazedeki deniz görevini üstlenen Orhan’ın aslında Ferzan olduğunu, Denizin Ferzan’ın Gençliği olduğu kalbinizle filme baktığınızda anlaşılır durumda.
Kitabı not alarak defalarca okumuş bir adam olarak şu ana kadar ki Ferzan filmlerinin en sahicisi diyebilirim. Çünkü bu sefer o duyguların oluşum sürecini görmek daha samimi yapmış Ferzanı. Ayrıca ilk defa bir filminde Sezen Aksu şarkısı yok ama yanlış anlamadıysam şarkısının ötesinde bağrına basarcasına şarkıların kalbi evi kullanılmış Sezenimin.  Ve sevgiliye ithaf edilen tüm filmler bu sefer kitapta olduğu gibi Anne’ye.. lütfen kitabı tamamen okuyup filmi tekrar değerlendirin.. Sırada Sen benim Hayatımsın var.. sabırla bekliyorum.

Bilmeyenler için : ‘’Sen Benim Hayatımsın’’ Bir Ferzan Özpetek Kitabıdır.

5 Mart 2017 Pazar

Vazgeçmedim..

Sevin, 

İmkansız olduğunu bile bile vazgeçmeyin. Kimin kazanacağı hiç belli olmaz gerçekten sevmek kazandırmıştır çoğu zaman. Şimdiye kadar imkansız dediğiniz hiç bir şey gerçek olmadımı? Aslolan ne yaşadığın değil Nasıl yaşadığın değil midir ?. Kalıp savaşmak her yiğidin harcı değildir. Sizin için savaşan insanları kaybetmeyin sonra geç kalabilirsiniz. Sabır güzel günler getirecektir, sabredin! Olurda olmaz denileni oldurursunuz, bu elinizde. Vazgeçmek kolaya kaçmak gibi. Uğruna savaşacak birisi varsa karşınızda savaşın. Öyle büyük uğraşlara da gerek yok aslında gercekten seven'e güvenin yeter sonrasını o şekillendirecektir. Ama? Diye kesin keskin sorular soracaksın ve yokuşa süreceksin işi hadi onada cevap vereyim şimdiden; 


Tamam Git!

Ama; 

Ben bir daha bu kadar sevilirim zaten bundan da eminim diyorsan git tabi. Kaldı ki sevildiğini hissetmek sevmektende güzeldir bence. Ama benden duymuş olma ama biliyormusun bu kadar sevilmezsin ki. Ya da çok beklersin sonrada geçen zamana yazık "keşke" der durursun. Kimsenin büyük keşkelerinden biri olmayın. Keşkeler acıdır, yakar ve asla iyi hissettirmez. 


Tecrübe ile sabittir yazdıklarım. 


Vicdanın rahatsız olmayacaksa gitmeseydim demeyeceksen gideceksin. Sezen Demişti; "DüşIerIe gerçekIer ayrı ayrı yaşar"


Gitmek Zorundasın Madem!

Sessizliği denediğiniz halde, sabırla beklediğiniz halde, zaman verdiğiniz halde, ve hala sizi anlamıyorsa ozaman gidin evet. Kendinize saygınızdan, kalbinizin daha fazla parçalamasını engellemek, onu korumak için gidin. 


Ben mi ? 


Ben kalmaları tercih edenlerdenim. Üstelik neyi beklediğimi bilmediğim halde. Ben öyle hemen vazgeçemiyorum. Vicdanım rahatsız oluyor. Seni çok seviyorum demelerin hakkını vererek sevgimden, saygımdan susuyorum ama sevmekten vazgeçmiyorum. Hayatımın birçok evresinde edepiz de olsam sevdim mi edepli seviyorum ben. Kalbime saygım var ve kalbim hiçbir zaman mantığıma yenilmez. Duygularım var ve onlardan eminim beni hiç yanıltmadılar. Üzdüler zaman zaman beni ama hep doğruyu söylediler. 


Şimdi Gülümse çünkü üzülmen kimsenin umrunda değil. 


Sevmek Yetmiyor Bazen. 


#samyertan